Siužetinės Linijos Tekstas
- Babacığım, senin gençliğinde televizyonlar nasıldı?
- Vay canına! Çok merak ettim...
- Tüplü derken? Nasıl yani? Mutfaktaki tüp gibi mi?
- Hayır aslında tam olarak öyle değil. Tüpten kastımız şimdiki televizyonlara nazaran daha kalındı.
- Antikacı Erdem'in dükkanında 90'lardan kalma bir tüplü televizyon olacaktı. İstersen oraya bakabilirsin.
- Benim zamanımda, tüplü televizyonlar vardı. Böyle ince değillerdi.
- Merhaba Ebubekir. Antikacı Erdem abinin yanına gidiyorum.
- Rica ederim çocuklar. Eğer merakınızı giderebildiysem ne mutlu bana. İstediğiniz zaman uğrayabilirsiniz.
- 90'lardan kalma tüplü bir televizyon varmış. Ona bakmaya gidiyorum. Sen de gelmek ister misin?
- Neden? Ne yapacaksın ki orada?
- Merhaba Tarık! Nereye böyle hızlı hızlı?
- Tüplü televizyon mu?! Tabii ki gelmek isterim. Hadi gidelim.
- Kolay gelsin Erdem abi. Müsaitsen eğer senden bir şey isteyebilir miyiz?
- Tabii çocuklar. Arkada bir tane kalmış olması lazımdı. Gelin beraber bir bakalım.
- Hoş geldiniz çocuklar. Tabii ki isteyebilirsiniz.
- Erdem abi, Tarık'ın babası senin dükkanında 90'lardan kalma tüplü bir televizyonun olduğunu söyledi. Eğer müsaitsen inceleyebilir miyiz?
- Gerçekten babamın dediği kadar kalınmış. Tüplü denmesinin sebebi kalın olması mı acaba?
- Hayır Tarık. Televizyonun iç mekanizmasında tüpe benzeyen bir parça olduğundan dolayı öyle deniyor.
- İşte çocuklar. 90'lardan kalma tüplü televizyonumuz bu. Üstü biraz tozlanmış ama hala taş gibi çalışıyor.
- Bu arada televizyon da kıyakmış Erdem abi. İyi günler.
- Çok teşekkür ederiz Erdem abi.
- Hoş bulduk babacım. Evet giderebildim. Erdem abi sağ olsun yardımcı oldu. Yönlendirmen için teşekkür ederim.
- Ne demek. Rica ederim. Merakını giderebilmene yardımcı olduysam ne mutlu bana.
- Hoş geldin Tarık. Erdem'in yanına gidip merakını giderebildin mi?
Sukurta daugiau nei 30 milijonų siužetinių lentelių
Nereikia Atsisiuntimų, Nereikia Kredito Kortelės ir Nereikia Prisijungti!
