Harekete karşı önyargı, sadece bir fikir sahibi olmamanın pratiğine atıfta bulunan, ama aslında fikrinizin ilerlemesini görmek için anlamlı adımlar atmaya istekli bir tasarım düşüncesidir.
İş dünyasında çok sık, şirketler mükemmel fikirlerle gelmek için sayısız saat ve beyin fırtınası harcıyorlar. Sonra bu fikirler kesinleştiğinde - hiçbir şey değişmez. Harekete karşı önyargı kavramı, bu fikirlere göre hareket etmeyi ve harekete geçmeye başlamayı ifade eder. Bir çalışanın Avenue A ya da Avenue B'yi alması için bir karar vermesi gerekiyorsa ve bunun hangisinin daha iyi olduğuna karar verememesi beklenirse, harekete karşı önyargı, analiz etmek ve hangi rotayı almak istediğinize hızlıca karar verir ve sonra hareket eder. Bu sadece beklemeyin demek değil - her zaman beklemede olmanın yerine değişiklik yapmak için varsayılan seçimi yapın.
{Microdata type="HowTo" id="10046"}Eyleme eğilim hızlı ve kararlı adımlar atmayı, sorunları çözmek için beklemek veya aşırı düşünmek yerine tercih etmeyi ifade eder. Eğitimde, bu, öğrenci ve öğretmenlerin yeni fikirleri aktif olarak denemelerini ve yaparak öğrenmelerini teşvik eder.
Eyleme eğilimi öğrencilerin güven kazanmasına, problem çözme becerilerini geliştirmesine ve sadece teori yerine gerçek deneyimlerden öğrenmesine yardımcı olur. Bu, öğrenmeyi daha ilgi çekici ve pratik hale getirir.
Öğretmenler, uygulamalı projeler oluşturarak, grup etkinliklerini teşvik ederek ve öğrencilere fikirleri deneme fırsatı vererek eyleme eğilimi teşvik edebilir. Bu yaklaşım yaratıcılığı ve işbirlikli öğrenmeyi destekler.
Örnekler arasında tasarım yarışmaları, bilim deneyleri, hızlı beyin fırtınası oturumları ve rol yapma etkinlikleri bulunur. Bu görevler, öğrencilerin karar vermesini ve hemen adımlar atmasını gerektirir.
Eyleme eğilimi hızlı hareket etmeyi, dikkatli planlama ise düşünmeye daha fazla zaman ayırmayı ifade eder. Her ikisi de değerlidir—eylem öğrenmeyi hızlandırır, planlama ise hatalardan kaçınmaya yardımcı olur.