Kan Transfüzyonunun Buluşu

Kan transfüzyonu, kan veya kan ürünlerinin kandaki eksik bileşenlerini değiştirmek için bir kişiden diğerine aktarılması işlemidir.

Kan transfüzyonu, kan veya kan ürünlerinin kaybedilmesi için kan ve kan bileşenlerinin intravenöz olarak verildiği potansiyel olarak hayat kurtarıcı bir süreçtir. İnsanların şiddetli kanama, ameliyatla kan kaybı veya anemi gibi çeşitli nedenlerle kan transfüzyonu gerekebilir.

Bilim adamları uzun zamandır kanla ve vücutta oynadığı rolle ilgilendiler. William Harvey, ilk olarak 1600'lerin başında kan dolaşımının daha doğru bir hesaplamasını açıkladı. 1665 yılında, kan transfüzyonu için başarılı bir girişimin ilk kaydı Royal Society'de çalışan bir doktor olan Richard Lower tarafından yazılmıştır. Köpeğin boynunu kesti, köpek çok zayıf olana kadar kan akmasına izin verdi. Daha sonra hayvanı başka bir köpeğin kanından vererek canlandırdı. Köpeğin tam bir iyileşme yaptığını yazdı.

Bir hayvandan bir insana ilk transfüzyon, 1667 yılında Jean-Baptiste Denis'in bir koyundan 15 yaşındaki bir çocuğa kanı başarılı bir şekilde nakledmesiyle gerçekleşti. Denis, diğer hayvanlardan insanlara küçük bir başarı ile kan transfüzyonu girişiminde bulundu. 1818'de, James Blundell doğum sırasında kanamayı takiben bir kocadan eşine insan kanını başarılı bir şekilde transfekte etti.

1900 yılında Karl Landsteiner, A, B ve C olarak adlandırdığı ilk üç insan kan grubunu keşfetti. C grubu O oldu ve AB olarak adlandırılan dördüncü bir tip 1902'de eklendi. Erken kan transfüzyonu, kanın doğrudan vericiden transfüzyonunu gerektirdi. alıcıya Yirminci yüzyılın başlarında, antikoagülanlar ve soğutma kanın daha uzun süre korunabilmesi ve kan bankalarının ortaya çıkması anlamına geliyordu. İlk kan bağışı programı 1921'de İngiliz Kızılhaçı tarafından başlatıldı. Gönüllülerin Londra çevresinde kliniklerde kan bağışı için çağrıldı. Donörlere kan türlerini belirlemek için testler yapıldı ve kan alındı. Dünyadaki diğer şehirler benzer sistemler kurmadan önce, program İngiltere'deki diğer şehirlerde yayıldı.

Kan da parçalara ayırma olarak bilinen bir süreçle bileşenlerine ayrılabilir. Kan kırmızı hücreler, plazma ve trombositler gibi bileşenlere ayrılır. Bu, kan bağışlarının daha etkili bir şekilde kullanılmasına ve birden fazla hastaya yardımcı olmasına izin verir.