Sinoplu Diyojen yoksul evinin balkonuna çıkıp bıraz hava alırken bir kuş yanına kondu ve göz göze geldiler. Kuşa derdini anlattı, kuş da anlıyormuş gibi cevap verdi. Yaşadığı kötü günlerden sonra bu görüntü azda olsa gülümsemesini sağladı.
cik!cik!cik!
Diyojen, ölümcül hastalığı olan eşi Alya için üzülürken kapı çaldı ve uzaktan akrabaları olan Meyra geldi. Meyra'nın ailesi fakir olduğu için çok az para karşılığı Diyojen evde olmadığı zamanlarda Alya'ya bakıyordu.
Hoşbulduk!
Hoşgeldin Meyra!
Bugün eşimin biraz ateşi çıktı.
Horrr!Horrr!
Uyandırmak istemezdim ama ateşiniz var. İlaç vermem gerekiyor teyzeciğim.
Diyojen karısının yanına gidip ateşler içindeki alnına dokundu.
Meyve ve sebze lazım.
Pazara uğrayacağım sonra da hocamı ziyaret edeceğim. Pazardan istediğin bir şey var mı?
Biraz acıdı ama benim hatam, size çarptığım için özür dilerim.
Canın çok acıdı mı küçük?
Atisthenes
Adın ne senin?
Ne güzel bir adın var! Hocamın adı da Atisthenes.
Sana para versem, adresi tarif etsem, aldıklarımı eve götürür müsün?
Götürürüm ama adresi söylemenize gerek yok, evinizi biliyorum efendim.
Evimi nereden biliyorsun Atist?
Sizin gibi bir bilgenin evini herkes bilir. Affedin beni ama size bir de "deli" diyorlar efendim.
Demek deli diyorlar. Peki, bu deliden ders almak ister misin?
Erzakları eve götürdükten sonra kütüphaneye gelirsin. Orada seni hocamla tanıştıracağım.
Bilge Diyojen'in hocam olmasından gurur duyarım.
Kütüphanede buluşmak üzere ayrıldılar.
Diyojen kabul salonunda hocasını bekledi.
Hoşbulduk hocam.
Hoşgeldin Diyojen!
Birbirlerini uzun zamandır görmemişlerdi.
Evet duydum. Dün Arjin ve adamları demokrasinin yeniden hakim olması için ayaklanmış.
Başları fena halde derde girecek.
Olayları duydun mu?
Onlar sohbet ederlerken Atist geldi ve köle onu karşılayıp eşlik etti.
Tiranlara haddini bildirmek gerekiyor. Tekrar eski yönetime dönmeliyiz. Demokrasi halkın içine yayılmalı.
Hocam size adaşınız Atisthenes'i tanıştırayım.
Demek benden bir tane daha buldun ha!
Atist öğrencim olacak ve ona matematik,felsefe, astronomi... öğreteceğim.
Hepsini bir anda mı öğreneceğim?
Hayır tabi ki! Aylara ve yıllara böleceğiz. Her şey birden öğrenilmez.
Hoşçakalın!
Hocam biz artık gidelim.
Seninle tanıştığıma çok memnun oldum adaşım Atist. Yine beklerim. Hoşçakal!
Eve gitmek için yola çıktıklarında Athena Pallas Tapınağı'nın önünden geçtiler.
Ormanlık yoldan geçerken gördükleri asılarak öldürülmüş adamlar, Tiranların yargıçları tarafından suçlanan fakir halktandılar.
Böyle korkunç bir görüntüye şahit olmanı istemezdim Atist. Maalesef adaletin olmadığı bir dünyada yaşıyoruz.
Adalet; hak ve hukuka uymak, doğruluk demektir.
Adalet nedir efendim?
Diyojen, Atist'i evine bıraktı ve eve doğru yola koyuldu.
Kusura bakma Meyra bugün geç kaldım. Üzgün gibisin, bir şey mi oldu?
Annemi yılan sokmuş, zehrini alıp ilaç vermişler ama ateşi düşmemiş. Hemen gitmeliyim.
Sağ olun. Annem iyi olursa sabah gelirim.
Çok geçmiş olsun.
Diyojen sabah Atist'e ders vermeye gitmek için erkenden yattı.
Meyra'nın annesi iyiydi, o gelince Diyojen de kütüphaneye gitti.
Günaydın hocam !
Günaydın Atist ! Erkencisin.
Evet efendim.
Derse başlamaya hazır mısın?
Çok iyi olur .
Demokrasi kavramıyla başlamaya ne dersin?
Halkın yönetimle iş birliği yapması olabilir mi?
Sana göre demokrasi nedir?
Bir kere meclis binasının önünde halkı oy kullanırken görmüştüm.
İş birliği degil de halkın yönetime katılması diyelim. Peki, sence halk yönetime katılıyor mu?
Ama onların oy hakkı olamaz ki...
Bir daha düşün halkı gerçekten orada gördüğüne emin misin? Kadınlar ve köleler halk değil mi?
Sırf kadın oldukları için oy kullanamazlar, öyle mi?
Diyojen çocuğun üzüldüğünü görünce gönlünü almaya çalıştı. Irk ve cinsiyet ayrımcılığına, kölelik sistemine karşı olduğu için konuştuğu kişinin çocuk olduğunu bir an için unutmuş,öfkelenmişti.
Tamam efendim.
Burada demokrasi ile ilgili bir metin var. Bunu evde okumanı istiyorum.
Ders bitince evlerine doğru yola koyuldular.
Diyojen ertesi gün dinç bir şekilde uyandı ve bunu yeni öğrencisine bağladı. Bir şeyler öğretme duygusu yaşam sevincini geri getirmişti. Erkenden kütüphaneye geldi.
Atist dün ona sert konuştum diye gelmekten vaz geçmiş olabilir mi?
Günaydın efendim! Geciktiğim için özür dilerim.
Düşünmekten gece uyuyamadım sabaha karşı dalmışım efendim.
Seni bu kadar geciktiren ne Atist?
Dün derste konuştuğumuz konular efendim.
Düşünceleri bir kenara bırak, dışarı çıkalım ve gözlemevine gidip gökyüzünü seyredelim.
Neymiş o düşünceler?
Gözlemevinin en üst katına çıkıp mercekle gökyüzünü seyrettiler.
Astroloji dersine de giriş yaptıktan sonra evlerine döndüler. Diyojen 'in artık hayatta bir amacı vardı. Öğrenmeye böylesine hevesli birini bulduğu için kendini şanslı hissediyordu.